Burdur Evde Masaj Hizmeti Ebru
Burdur Evde Masaj
Jem beni okula götürmeyi «lütfen» üstlendi. Bu işi genellikle ana-babalar yapıyordu ama Atticus, Jem’in bana sınıfımı göstermekten büyük mutluluk duyacağını söylemişti. Sanırım bu anlaşmada para da etkin oldu, çünkü Radley’lerin evinin köşesini dönerken Jem’in ceplerinden alışılmadık şıngırtılar gelmişti. Okul bahçesinin yoluna girip de yavaşladığımızda Jem, onu rahatsız etmemem gerektiğini söylemiş oldu. Gel Tarzan’dan bir bölüm oynayalım türünden isteklerde bulunmayacaktım. Özel yaşamı ile ilgili sözler sarfedip onu utandırmak yoktu. Ders aralarında ve öğleyin kuyruğuna yapışmayacaktım. Ben birinci sınıfa takılacaktım, o da dostları ile olacaktı. «şu demek oluyor ki artık birlikte oynamayacağız mı demek istiyorsun?» «Ev başka, okul başka. Göreceksin.» hakkaten de öyleydi. Daha ilk sabah öğretmenimiz kadın Caroline Fisher beni sınıfın önüne çağırdı ve elime cetvelli vurdu. Öğlene dek odanın köşesinde ayakta durdum.
Burdur Evde Masaj
Hanımefendi Caroline taş çatlasa yirmi bir yaşlarında filandı. Parlak kestane saçları, pembe yanakları vardı. Kırmızı oje sürmüştü. Yüksek ökçeli ayakkabılar ve kırmızı beyaz çizgili bir kıyafet giymişti. Görünümü de, kokusu da nane şekerine benziyordu. Kadın Maudie Atkinson’un evinde pansiyoner olarak kalıyordu ve kadın Atkinson onu bize tanıştırdığında Jem günlerce uyurgezer gibi dolaşmıştı. Bayan Caroline tahtaya adını yazdı. «Bu adının Caroline Fisher bulunduğunu gösteriyordu. şimal Alabama’nın Winston yöresindenim.» O bölgenin adının çağrıştırdığı tuhaflıklardan hisse almıştır korkusuyla fısıldaşmalar oldu. (Alabama 1861de Birleşik Devletler’den ayrıldığı zaman Winston da Alabama’dan ayrılmıştı. Maycomb’daki çocuklar bile bunu bilirdi.) şimal Alabama içki yapımcıları, iri katırları, çelik şirketleri, Cumhuriyetçiler, profesörler ve ne idüğü belirsizlerle doluydu. Kadın Caroline güne kedilerle ilgili bir öyküyü okuyarak başladı. Kediler birbirleri ile uzun mevzuşmalar yapıyor, süslü entariler giyiyorlardı. Mutfak kuzinesinin altındaki sıcak yuvalarında yaşıyorlardı. Bayan kedi lokantada çikolata kaplı fare istediğinde, derslik solucanlarla dolu bir kova kadar kıpır kıpırdı. Yürüdükleri günden beri domuzlara yem verip pamuk toplamış olan, paçavralarla donanmış, basma’ gömlekli birinci derslikın, masalcı edebiyata duyarlı olmadığını bilmiyordu sanırım. Sonuna erişince de «Aman, aman, ne güzel değil mi?» diye sordu. Sonrasında da tahtaya geçti ve devasa harflerle alfabeyi yazdı. Sınıfa dönerek sordu: «bunların ne olduğunu bilen var mı?» herkes biliyordu.