Burdur Mutlu Sonlu Masöz Bayanlar

Burdur Mutlu Sonlu Masöz

ama  Chris  otomobilden  tek  başına  iniyor.  O¨ n  merdivene  doğru  yü rü yor,  Nate’in  onarmaya niyetlendiği basamakta sendeler gibi oluyor. Nate onun ne kadar berbat gö rü ndü ğü nü gö rü nce dehşete dü şü yor. Chris’in gö zlerinin altında koyu yatay çizgiler var; kayışla yü zü ne vurmuşlar sanki. Saçları darmadağınık, Burdur Mutlu Sonlu Masöz elleri bü tü n ağırlıklarıyla buruşuk fitilli kadife ceketinin yenlerinden sallanıyor. Chris gö zlerini ona dikiyor; sadaka istemeye hazırlanan bir ayyaşın umutsuz, meydan okuyan bakışları.

Nate, zayıf bir sesle, “selam” diyor. Ayağa kalkmaya davranıyor, ö yle ki aynı hizada olsunlar. Fakat Chris yere, topuklarının ü stü ne çö kü yor. Şişelerle viski, kullanılmış çorap, hafiften çürümüş et kokuyor. “Nate, bana yardım etmelisin” diyor. Nate, “I˙şini mi kaybettin yoksa?” diye soruyor. Aptalca bir sual bir ihtimal, fakat karısının başından attığı aşığına ne sö ylemesi gerek? Hazır onu burada, karşısında bulmuşken, ü stü nlü k taslayarak sundurmada dimdik durup ona buyruklar yağdıracak değil ya? Chris o kadar perişan göründüğü gibi. Kuşkusuz, böylesine bir çöküntüden yalnızca Elizabeth görevli olması imkansız.

Burdur Mutlu Sonlu Masöz

Chris   hafifçeçe   gü lü yor.   “I˙şi   ben   bıraktım”   diyor.   “Onunla   aynı   çatı   altında   çalışmaya dayanamadım. Gözlerime uyku girmedi. Beni görmek bile istemiyor.” Nate, “Yapabileceğim bir şey var mı?” diye soruyor. Daha doğrusu, Benim ne yapmamı bekliyorsun? Demek istiyor. Şu var ki, hakikaten ona yardım etmek istiyor. Bö ylesi bir perişanlığa, mutsuzluğa kim şahit olsa yardım etmek ister. Nate ona aptalca acıdığını fark edince, kendisinden korkuyor.

Ah, yine şu tanrı’ın belası U¨ niteryenlik! Nate Chris’i annesine havale etmeliydi. Annesi ona kasvetli gerçeklerle uğraşıp duracağına, yaşamdaki olumlu şeyler ü zerinde nasıl dü şü nmesi gerektiğine ilişkin sö ylevler çekerdi. Sonrasında da Chris’in adını bir listeye yazardı ve Chris haftalar sonra postadan bir paket alırdı: Motellerden toplanmış sabun kalıntıları, bir düzine çocuk çorabı, el örgüsü bir göğüs siperliği.

Chris, “Onunbeni dinlemesini sağla” diyor. “Telefonu yü zü me kapatıyor. Sö yleyeceklerimi dinlemeye bile katlanmıyor.” Nate gecenin ortasında, sabahın ikisinde veya ü çü nd e telefonun uzaktan uzağa çaldığım, sabahları Elizabeth’in yarım ay biçimi almış gö zlerim anımsıyor. Minimumından bir aydır bu böyle sürüp gidiyor. “Benim dememle Elizabeth aslabir şey yapmaz” diyor.